Bu kitap, her zaman askeri ve siyasi başarılarını ön planda tuttuğumuz Atatürk’ün, “başöğretmen” yönünü hatırlamak için güzel bir araç. “Araç” diyorum çünkü ilk basımlardaki “Geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara kılavuz olarak Kültür Bakanlığı’nca neşredilmiştir” kapak notunda da belirtildiği gibi teknik bir kılavuz olarak yazılmış. Dolayısıyla kitabın, baştan sona okunacak bir formatta olmadığını bilmeniz gerekiyor. Peki bu kitaptan neler öğrenebiliriz?

Ben kitabı iki bölüme ayırıyorum: Araştırma ve Minnet…

Araştırma

Benim okuduğum Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın 2. basımındaki kitapta, tarihçi Zafer Toprak’ın yazdığı mükemmel bir ön söz var. Sanırım kitaptaki en önemli bölüm de burası çünkü burada yazanlar, kitap içeriğini oluşturan süreci anlatıyor. Bu kısmı atlarsanız, minnet bölümünde aynı duyguları hissedemeyebilirsiniz. Burada önemli gördüğüm bilgileri kısaca paylaşmak istiyorum.

Atatürk’ün Türk Dili Kurumu’nu kurmasının ve dil devriminin temel amacı, ülkedeki herkesi okuryazar yapabilmekti. Bunun ve Atatürk’ün uygar toplum idealinin önündeki büyük engellerden birisi de, eğitim dilinin gündelik dilden farklı olmasıydı. Bu sorunun çözülebilmesi için Türkçeleştirme çalışmaları başlatılarak, yabancı sözcüklerin Türkçeye uygun karşılıkları türetiliyordu.

Türkçeleştirme için sözcüğün öncelikle Batı dillerindeki karşılığı araştırılıyordu. Bu fazlasıyla önemli çünkü bilimsel gelişmelerin neredeyse tamamı günümüzde de olduğu gibi Batı kaynaklıydı ve artık bilimin dili olan Batı dilleri (İngilizce, Fransızca, Almanca) ortak kökenli oldukları için sözcükleri de birbirlerine yakındı. Türkçe de gelişmelere açık, çağdaş bir dil haline getirildi.Şimdi kitapta da anlatılan örnek ile adım adım bu işin nasıl yapıldığını görelim.

  1. Öncelikle Türkçeleştirmek istenen terim olarak “riyaziye” seçiliyor ve kökeni araştırılıyor. “Riyaziyat” teriminin “riyazat"tan geldiği ve “sofuların sıkı perhizi” anlamına geldiği bulunuyor. Ardından terimin Batı dillerindeki karşılıkları ve anlamı araştırılıyor.

İngilizce: Mathematics
Almanca: Mathematik
Fransızca: Mathematiques

Batı dillerindeki “matematik” sözcüğünün anlamı: Sayılabilen, ölçülebilen şeylerin sayılması, ölçülmesi yollarını araştıran ilimler.

Bunun üzerine Atatürk, “Burada sofuların perhizlerinin işi yoktur. Bu terimin Türkçesi matematiktir, efendim” diyor.

DilTerim
Osmanlı TürkçesiRiyaziye
İngilizceMathematics
AlmancaMathematik
FransızcaMathematiques
TürkçeMatematik
  1. Seçilen terim Türkçe fonetiğe uygun hale getirilerek dilimize kazandırılıyor. Örneğin Fransızcadaki “que” ve İngilizcedeki “c, al” ekleri Türkçeye “k” olarak, “th” eki “t” olarak, “ph” de “f” olarak çevrildi:
    Mathematique: Matematik
    Arithmetique: Aritmetik

Ön sözde yazanlar kısaca bu şekilde ama daha fazlası da var. Ben, ön sözde yer alan Agop Martayan Dilaçar’ı, Türk Dil Kurumu’nun tarihini ve ilk üç Türk Dil Kurultaylarını araştırarak harika bilgiler edindim.

Şimdi biraz da kitabın “Sözlükçe” bölümündeki bazı eski geometri terimlerinden ve Türkçe karşılıklarından örnekler vermek istiyorum:

Osmanlı TürkçesiTürkçe
hendesegeometri
kutrçap
nısf-ı kutryarıçap
mesâha-i sathiyealan
muhammesbeşgen
menşûr-i muhammesibeşgen prizma
zâviye-i mücâvirekomşu açı
zâviyetan-ı mütabâdiletân-ı dâhiletaniç ters açılar

Daha fazla örnek görmek için göz atabilirsiniz: https://eksiseyler.com/ataturkun-yazdigi-geometri-kitabinda-tanimladigi-ve-bugun-hala-kullandigimiz-terimler

Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir. (Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir)

Ayrıca aşağıdaki videoları da izlemenizi öneriyorum.


Minnet

Günümüzde;

  • Okuryazarlık bu kadar yüksekse
  • Okuma yazmayı çok daha kolay öğrenebiliyorsak
  • Türkçeyi çağdaş dillerden çok uzakta görmüyorsak
  • Batı dillerini çok daha kolay öğrenebiliyorsak
  • Dilimize uygun olmayan bir alfabe öğrenmek zorunda değilsek

Tüm bunları, çoğu zaman yalnızca askeri ve siyasi yönleri ile gurur duyduğumuz Başöğretmen Atatürk’e borçluyuz. Bunu klasik bir Atatürk övgüsü olarak düşünmemek gerek çünkü bu ve birçok devrim, bugün bile fazla ütopik görülebilecek düzeyde. Dolayısıyla bize düşen görev, Atatürk’ü mitolojik bir karakter gibi görüp yalnızca saygı duymak veya saçıyla-gözüyle övünmek yerine, tüm zor koşullara rağmen kendimizi geliştirmek ve zamanı geldiğinde bu fikirlerimizi uygulamaya koymaktır.

“Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir.” Mustafa Kemal Atatürk

Kaynaklar

  1. Mustafa Kemal Atatürk, Geometri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022
  2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Geometri_(kitap)
  3. https://www.iskultur.com.tr/geometri.aspx